Kader Alnımıza Yazılanlar mı? Yaşadıklarımız mı?
Kader Alnımıza Yazılanlar mı? Yaşadıklarımız mı?
Kader dedik geçtik aslında kendi yaptıklarımıza, çoğu zaman da isyan ettik. Bize iyi davrandığında kabullendik ama bize yanlış yaptığında çoğu zaman isyan seviyelerine sevk ettik kendimizi… Bizim kader dediğimiz aslında bizim geçmişte yaşadıklarımız. Bunların olacağını biz önceden bilmiyoruz, geleceğimizi tayin etmek elimizde değil gibi görürüz kaderi. Kaderin aslı geleceğimizin bilinmesidir. Bizim bundan sonra ne yapacağımız, nasıl olacağımız, nasıl yaşayacağımız bunların hepsinin Yüce Allah tarafından önceden bilinmesidir. Bizim kader olarak yorumladığımız şeyler aslında kendi yaşamış olduklarımız.
Geçmişte yaşadıklarına, yaşamış olduklarına kader diyorsun gerçek anlamda kader nedir sence? Kader bizim gelecekte yapacak olduklarımızın önceden bilinmesi ve bizim onu yaşadığımızda gerçekleşmesi olarak açıklanabilir. Yani kader dediğin kendi yaptıkların ve gelecekte kendinin yapacağı işlerdir. Gelecekte yapacak olduğumuz şeylerin istediğimiz gibi olmasını isteriz bazen hayaller kurarız. İsteklerimizde ve hayallerimizde genellikle iyi olan ve güzel olan şeylerin olmasını isteriz. Bu da çoğu zaman gerçekleşmez. Hayatta sıkıntılar, üzüntüler olmasaydı kendi deyişimizle kötü kader olmasaydı iyi ve güzel olan şeylere iyi veya güzel diyebilme şansımız olacakmıydı? Bir şeye güzel veya iyi diyebilmek için onun mutlaka bir zıttı olması gereklidir. Yaşantımızda her şey hep kötü olsa iyi ve güzel diye bir şey olmasaydı o zaman kötü diye bir kavram olacakmıydı. Yada tam tersi her şey iyi ve güzel olsaydı kötü diye bir şey olmasaydı o zaman iyi olanın farkında olabilecek miydik?
Senin kader diyerek karşı çıktığın isyan ettiğin kendi yaptıklarının karşılığıdır. Allah bizi elinde oyuncak olarak değil aklı ve iradesi olan kullar olarak yaratmıştır. Yoksa (hâşâ) çok adil olduğunda şüphe bulunmayan Yüce Allah’ın ben seni dünyaya gönderdim şunları şunları yap sonra cennetime veya cehennemime gir dediğini ve onun belirlediği kadere mi isyan ediyoruz. Kahpe kader… Kötü kader… diyerek. Bazı ayetlerde “Allah kötülükle emretmez”, “Allah kulları için küfre razı olmaz” buyrulmaktadır. Allah git sen şöyle ol, isyankâr ol, ateist ol diye hiçbir kuluna emretmeyeceği için bunu dilemesi de onun Adil sıfatına da uygun olmaz. Her insanın yapmış olduğu işlemiş olduğu iyi ve kötü şeyler kendi iradesinin sonucudur. Biz kendimiz için kendimize ne kadar şefkatliyiz ya da ne kadar şefkatli olabiliriz. Kaderimiz tümüyle yaratanın elinde olsaydı O, bize bizden daha şefkatli olmayacak mıydı bunda bir şüphe olabilirmiydi peki… Her kitap sonuçta yazılmıştır sayfalarını okumadıkça bir sonraki sayfada ne yazdığını bilemeyeceksin ama o kitap sonuçta yazılmıştır.
Sende çok iyi biliyorsun ki elde ettiğin her şey senin kendi iradenin sonucunda yaptıklarının karşılığıdır. Kaderi kendi tanımınla geçmişte yaşadıkların olarak görüyorsun. Geçmişe dönüp bunları düzeltmek mümkün değil bunlarla beraber yaşamakta çözüm olmuyor. İleride yaşayacağın kaderin ne olduğunu da bilmiyorsun iyi mi kötümü. Sen ne istersen nasıl istersen o şekilde olur. Mademki bilmiyorsun göremiyorsun hatta tahmin bile edemiyorsun o zaman sen iyi olmasını istiyorsan iyi olması için çaba sarf et o zaman iyi olduğunu göreceksin. Bazen kötü şeylerde istenmeyen şeylerde olacak ki o zaman iyi olanın farkında olabilesin. Sen çalıştın da karşılığını başkası mı aldı, ne için çalıştın da faydasını veya zararını görmedin.