Kur’ân’ı Rehber Edinmenin Önemi


Allah, Kuran-ı Kerim’i insanlara açıklayıcı bir rehber olarak göndermiş ve onda insanlar için en kolay ve en güzel yaşam tarzını bildirmiştir. Allah’ın razı olacağı tüm ahlak özellikleri ve iman edenlerin yapmaları gereken her şey, tüm detayları ile Kuran’da tarif edilmiştir.

Ey insanlar Rabbinizden size ‘kesin bir kanıt (burhan)’ geldi ve size apaçık bir nur (Kur’an) indirdik. (Nisa Suresi – 174)

Rabbimizden gelen kesin ve apaçık Kuran’ı başucu kitabı edinmek, her Müslüman’ın acil olarak yapması gereken en önemli konudur. Kuran, her yaşta ve eğitimdeki her insanın anlayabileceği kadar açık ve hikmetli bir kitaptır. Kuran’ı anlamak için yüksek bir zeka ve yeteneğe değil, samimi bir niyete ve ihlasa sahip olmak yeterlidir. Allah’ın hidayet bahşettiği derin iman sahibi olan herkes Kuran’ı okuduğunda, göstermesi gereken ahlak özelliklerini rahatlıkla anlayabilir.

Andolsun, bu Kuran’da insanlar için biz her örnekten çeşitli açıklamalarda bulunduk… (Kehf Suresi -54)

“Apaçık Kitab’a andolsun;” (Zuhruf Suresi – 2) ayetinden de anladığımız gibi Kuran, anlaşılması zor, karmaşık bir kitap değildir ve “Bu (Kuran) insanlar için bir beyan, sakınanlar için de bir hidayet ve öğüttür.” (Al-i İmran Suresi – 138)

Ancak yalnızca Allah’tan korkup sakınan ve O’na gönülden, katıksız olarak bağlananlar ile ahireti dünya hayatına tercih eden samimi kullar Kuran’dan öğüt alır ve düşünürler. Rabbimiz bir ayetinde Kuran’ı indirme sebebini şu şekilde açıklamıştır:

Biz sana bu Kuran’ı güçlük çekmen için indirmedik, içi titreyerek korku duyanlara ancak öğütle-hatırlatma (olsun diye indirdik). (Taha Suresi – 2,3)

Kuran, iman eden insanların tüm hayatını şekillendiren bir başucu kitabı olmalıdır. İnsan uyandığı anda, o günü kendisine bahşeden Rabbine şükretmeli ve gününü Allah’a adayarak Kuran’da bildirilen güzel ahlak özelliklerinin tümünü üzerinde taşımak için çaba sarf etmelidir.

Rabbinden sana vahyedilene uy. O’ndan başka ilah yoktur. Ve müşriklerden yüz çevir. (Enam Suresi – 106)

Peygamberimiz efendimiz kavmine, başvurulması gereken tek kaynağın Kuran olduğunu söylemiş ve bir hadis-i şerifinde Müslümanlara şu öğütlerde bulunmuştur:

“Kuran’a sımsıkı bağlı olunuz ve Onu kılavuz ve rehber edinin. Zira O, Alemlerin Rabbi’nin kelamıdır. Ondandır ve O’na döner. (Sizi de Ona çeker.)” (Ramuz El-Ehadis, 2. cilt, s. 317, no. 10)

Kuran’ı rehber edinmek, insanı batıla inanıp Hak’tan uzaklaşmaktan korur.

… İnsanlar için hidayet olan ve doğru yolu ve (hak ile batılı birbirinden) ayıran apaçık belgeleri (kapsayan) Kuran… (Bakara Suresi – 185)

Kuran ahlakı ile yaşamak insanı pek çok dünyevi sıkıntıdan kurtarır. Allah’ın gücünün farkında olmak ve O’na sığınmak iman eden kullar için büyük bir lükstür.  Zira Kuran ayetlerinden haberdar olan insanlar, “Gerçekten güçlükle beraber kolaylık vardır. ( İnşirah Suresi – 6) ayeti gereği, Allah’ın vaadinin hak olduğuna tam teslim olurlar ve karşılaştıkları olumsuz olaylarda, arkasından gelecek olan kolaylığı sabırla bekler ve sonunda şifa bulurlar.

Ey insanlar, Rabbinizden size bir öğüt, sinelerde olana bir şifa ve mü’minler için bir hidayet ve rahmet geldi. (Yunus Suresi – 57)
Bu konuda Kuran’da yer alan diğer ayet ise şöyledir:
Kur’an’dan mü’minler için şifa ve rahmet olan şeyleri indiriyoruz. Oysa o, zalimlere kayıplardan başkasını arttırmaz. (İsra Suresi -82)

Pek çok insan, Kuran ayetlerini yaşamanın dünya ve ahirette sağlayacağı faydalardan habersizdirler. Günlük belirli ibadetlerini yerine getirip, sadece bu anlarda Allah’ı, ölümü ve ahireti düşünür, sonra günlük işlerine dalarak tüm bu gerçeklerden uzaklaşırlar. Ölümü kendilerinden çok uzakta gördükleri ve ahirette alacakları karşılığı düşünmedikleri için Allah rızasını kazanmak konusunda yeterince şevk ve heyecan hissetmezler. Allah’ın Kuran’da kendilerinden ne istediğini akıllarına dahi getirmezler. Merak edip okumadıkları gibi saygı gereği süslü kılıflara koyup yüksekçe bir yere asarlar. Bir ayette bu gerçek şöyle hatırlatılmıştır:

Ve elçi dedi ki: “Rabbim gerçekten benim kavmim, bu Kur’an’ı terkedilmiş (bir kitap) olarak bıraktılar.” (Furkan Suresi – 30)

Oysa pek çok insan, sevdiğinden aldığı mesajı okumadan bir gün dahi geçiremezken, sevgimizi yöneltmemiz gereken tek yüce varlık olan Allah’ın göndermiş olduğu mesajı okumadan bir ömür geçirirler.

İşte bu (Kur’an) uyarılıp korkutulsunlar, gerçekten O’nun yalnızca bir tek ilah olduğunu bilsinler ve temiz akıl sahipleri iyice öğüt alıp düşünsünler diye bir bildirip-duyurma (bir belağ)dır. (İbrahim Suresi -52)

Allah, Kuran vasıtasıyla bize Kendisini tanıtır; yerin, göğün ve ikisi arasındakilerin Rabbi olduğunu, zamandan, mekandan ve tüm eksikliklerden münezzeh olduğunu, sinelerin özünde saklı olanı bildiğini, her şeyden haberdar olduğunu bize ayetlerle açıklar.

Pek çok insan hayran olduğu sanatçılar hakkında çok detaylı bilgiye sahipken, kendilerini yaratan büyük gücü tanımadan koskoca bir hayatı tüketirler. Bu da ahirete olan inançlarındaki zayıflıktan kaynaklanır. Şeytan, Allah’ın dosdoğru yolunda pusu kurup insanları Kuran’dan uzaklaştırmak için and içmiştir. Mümin kullar dışında insanların çoğu, şeytanın bu tuzağına düşmüş ve asıl amaçlarından saparak, ahiret için değil, sadece dünyevi zevk ve çıkarları için yaşar hale gelmişlerdir.

Bu konuyu bir örnekle açıklamak daha faydalı olabilir. Üniversite sınavı, pek çok insanın hayatında büyük önem taşır. Senelerce bu sınav için ciddi bir çaba göstererek hazırlanır ve sınav günü geldiğinde 3 saat içinde vereceğimiz cevaplarla, gelecekteki hayatımızı büyük oranda şekillendirmiş oluruz. Sınava hazırlanırken, sınav soruları ile alakalı kitaplar okuyup hedeflediğimiz okulu kazanmak için gerekli tüm çabayı sarf ederiz. Bizi hedefe ulaştırmayan kitaplarla zaman kaybetmeyiz. Koyduğumuz hedef de çoğu zaman, gelecekteki hayatımızda bize rahat bir yaşam sağlayacak bir meslek üzerinde yoğunlaşır. Sınav anında ise sorular dışında başka hiçbir konu ile uğraşmayız. Çünkü biliriz ki bize verilen süre her an bitebilir ve bizi hedefimize ulaştıracak sayıda soru cevaplamazsak zor durumda kalabiliriz.

İşte dünya hayatı da böyle bir sınavdır. “İnsanlar, (sadece) “İman ettik” diyerek, sınanmadan bırakılacaklarını mı sandılar?” (Ankebut Suresi – 2) ayeti gereği, dünya hayatında yaşadığımız sınavda da, ölümden sonraki sonsuz hayatta bize huzur ve mutluluk getirecek cennet mekanını hedefleyerek bu konuda ciddi bir çaba göstermeliyiz. Hedefimize ulaşmak için de Kuran’ı rehber edinmeliyiz. Sınavda olduğumuzun farkında olursak, kaybedecek zamanımız olmadığını da anlamış oluruz. Ölüm ile sona erecek sınavda hedefin dışında konularla ilgilenmenin, tartımızın hafif kalmasına ve sınavı kaybetmemize neden olacağının da bilincinde olmalıyız. Bu nedenle vakit varken vicdan sahibi insanlar tevbe etmeli, Kuran ahlakı ile yaşamayı ve bu ahlakı yaygınlaştırmayı kendisine görev edinmelidir. Unutmamak gerekir ki “…Allah kendi (dini)ne yardım edenlere kesin olarak yardım eder. Şüphesiz Allah, güçlü olandır, aziz olandır.” (Hac Suresi -40)

Ocak 10th, 2015

Yorum Ekle