Ramazan Ayı ve Önemi Hakkında Bilgi


Ramazan Ayı 2018… Ramazan Ayı nedir, diğer bir tabirle Ramazan Ayı ve Önemi nedir? İşte Ramazan Ayı anlamı, Ramazan Ayı ile ilgili Ayetler, Ramazan Ayı ile ilgili Hadisler (Ramazan ayı ile ilgili kavramlar), Ramazan Ayıının Önemi hakkında bilgi…

11 Ayın Sultanı 2018 yılı Mübarek Ramazan Ayı 16 Mayıs 2018 Çarşamba günü başlıyor. 14 Haziran 2018 Perşembe günü Ramazan Ayı’nın son günü olacak.

Ramazan ayı, Hicri takvimine (yani arap aylarına) göre, diğer bir deyişle ay takvimine göredo kuzuncu ayın adıdır. Ramazan ayının dinimizde büyük bir önemi ve diğer aylar arasında seçkin bir yeri vardır. Çünkü Yüce kitabımız Kur’an-ı Kerim bu ayda indirilmeye başlanmıştır. Kur’an-ı Kerim’de bin aydan daha hayırlı olduğu bildirilen ‘kadir gecesi’ yine bu ay içinde kutlanır. Ayrıca İslam’ın beş şartından biri olan oruç da bu ayda tutulur. Bu nedenle Ramazan ayı, Müslümanlar için en kutsal aydır ve ona ‘on bir ayın sultanı’ denilmiştir.

Dini Hayatımızda çok önemli bir yeri olan, rahmet kapılarının sonuna kadar açıldığı, yardımlaşma ve dayanışmanın arttığı, sevginin, saygının, sabrın ve kardeşliğin daha da güçlendiği, birlik ve beraberliğin bir kat daha pekiştiği, Ramazan ayı mübarek bir aydır. İnsanları karanlıktan aydınlığa çıkaran Yüce Kitabımız Kur’an-ı Kerim, bu ayda indirilmeye başlanmıştır. Bin aydan daha hayırlı bir gece olan Kadir Gecesi bu ayda bulunmakta ve oruç ibadeti bu ayda eda edilmektedir.

Ramazan ayı fazilet bakımından nice güzelliklerin bahşedildiği mübarek bir zaman dilimidir. Cenab-ı Hak Kur’an-ı Kerim’de şöyle buyurmaktadır: “Ramazan ayı, insanlara yol gösterici, doğrunun ve doğruyu eğriden ayırmanın açık delili olarak kendisinde Kur’an indirilen aydır…”

Sevgili Peygamberimiz (s.a.v.) Ramazan ayı ile ilgili olarak: “Bir kimse, inanarak ve sevabını yalnızca Allah’tan bekleyerek, Ramazan orucunu tutarsa, geçmiş günahları bağışlanır.” buyurmuştur.

Yine bir başka Hadis-i Şeriflerinde ise: “Ramazan öyle bir aydır ki, Allah gündüzleri oruç tutmayı farz ve gece ibadet etmeyi de nafile kılmıştır. Ramazan, sabır ayıdır. Sabrın karşılığı ise cennettir. Ramazan ihsan ve yardımlaşma ayıdır. Mü’minin rızkı bu ayda artar, bereketlenir… Ramazan ayı öyle bir aydır ki, evveli rahmet, ortası mağfiret ve sonu cehennem ateşinden azad oluştur.” buyurmaktadır.

Oruç ayı olan Ramazan ayı, birçok hikmeti ihtiva eder. Bu açıdan bakıldığında pek çok ferdi ve sosyal faydaları vardır. Oruç tutarak belirli bir zaman yeme içme ve cinsel arzularına karşı koyan kişi, sebat, kanaat, metanet ve sabır gibi ahlaki güzelliklere sahip olur; aç kalarak nimetlerin kıymetini bilir ve bu vesile ile yoksulların halini düşünüp onlara merhamet ve şefkat hisleriyle yaklaşmasına sebep olur.

Ramazan, oruçla beraber nefislerin terbiye edildiği, zekât, sadaka ve iftarlarla yoksulların doyurulup gözetildiği, Kur’an okuma, mukabele takip etme, teravih kılma, zikir, dua ve niyazlarla sevap ve mükâfatın arttığı; af ve mağfiretin çokça ihsan edildiği bir feyz, rahmet ve bereket ayıdır.

Haziran 6th, 2018

Güvenlik cam filmi nedir?


Güvenlik cam filmi nedir?

Camlarla çevrili evinizin güvenliğinden endişe ediyorsanız, hemen Cam Filmcisi İstanbul firmasını arayarak, güvenlik cam filmi satın alabilirsiniz. Güvenlik cam filmleri sayesinde, camlar kolayca dağılmaz. Son derece sağlam hale gelir. Darbeler karşısında bir bütün olarak kalır. Bu da hırsızlara karşı evinizi korunaklı hale getirecektir. Camlarla kaplı evlerde, güvenlik sorununu ortadan kaldırmak isteyenler, gönül rahatlığıyla İstanbul Cam Filmcisi firmasını arayabilir.

Cam filmi firmaları arasında sizlere İstanbul Cam Filmcisini tavsiye ediyorum. Bu firma, yüksek kalitedeki ürünleri ve avantajlı fiyatlarıyla ön plana çıkmaktadır.

Bugün sizlere güvenlik cam filmlerine ek olarak, diğer bazı cam film türlerinden de söz etmek istiyorum. Örneğin dışarıdan bakıldığı zaman içeriyi asla göstermeyen en iyi cam filmleri arasında aynalı cam filmi gelmektedir. Güneş ışınlarının zararlı etkilerii en iyi şekilde ortadan kaldıran cam filmi ise, güneş kontrol cam filmidir. İstanbul Cam Filmcisi firması sayesinde gerek aynalı gerekse de güneş kontrol cam filmi satın alabilirsiniz. Bu firma ile görüşenler, aynı zamanda; buzlu, dekoratif, desenli, delikli, kumlama, transparan ve one way vision cam filmlerini de sipariş edebilecektir. Aklınıza gelebilecek her türlü cam filmi, bu firma tarafınca müşterilerine sunulur. İhtiyacınız olan cam filmini, buradan en ekonomik fiyatlarla temin etme şansına sahipsiniz.

https://www.camfilmcisiistanbul.com isimli internet adresine bağlanarak, cam filmleri hakkında merak ettiğiniz birçok soruya detaylı yanıtlar alabileceksiniz. Neden cam film tercih edilmelidir, cam filmlerin kullanım alanları neresidir, cam filmleri içeriyi karanlık hale mi getirir gibi pek çok farklı soruya camfilmcisiistanbul.com adlı web sitesi sayesinde detaylı yanıtlar alma fırsatınız olacaktır. Buradan bir hususu ayrıca vurgulamak istiyorum. Cam filmler, kesinlikle ortamları karanlık hale getirmez. Sadece güneşin zararlı ışınlarını engeller. Rahatsız edici boyutta ışığun içeri ulaşmasını önler. Yaz aylarında evinizin aşırı ısınmamamasını da sağlar. Bildiğiniz gibi camlar, güneşın ısısını filtrelemez. Camlarla kaplı evlerde bu nedenle yaz ayları işkence haline dönüşür. Fakat kaliteli cam filmleri ile bu problem kolayca ortadan kalkacaktır.

Telefon numarası: 0530 931 85 40

Mayıs 28th, 2018

Hoparlör Nedir, Ne İşe Yarar?


Hoparlör Nedir, Ne İşe Yarar?

Günümüzde herkesin az çok kullandığı ve özellikle müzik dinlerken işimize yarayancihazların başında, hoparlörler geliyor. İrili ufaklı pek çok modeli bulunan hoparlörlerin gerek evde gerekse de dış mekânlarda kullanımı oldukça yaygındır. O kadar yayılmış durumdadır ki cebimizdeki akıllı telefonlarda bile bir örneği mevcut durumda. Peki,Hoparlörler tam olarak nedir ve ne işe yarar?

Hoparlör Nedir?

Ses Sistemleri arasında yer alan ve büyük önem taşıyan bu cihazları en genel tabiriyle, sesi büyütmeye yani yükseltmeye yarayan alet olarak tanımlamak mümkündür. Yani, mikrofon vb. ses sistemlerinden gelen elektrik dalgalarını alarak sese çeviriyor ve bu sesi yükseltiyorlar. Teknik kısmından bahsedecek olursak; içinde bir adet bobin, bu bobinin önündeki levha ve sesin büyümesi işlemini gerçekleştiren bir adet de mıknatıs mevcuttur. İlk hoparlör 1920’lerin ortalarında kullanılmaya başlanmış ve günümüze kadar teknolojinin imkânlarında da faydalanıp gelişerek ulaşmıştır.

Ne İşe Yarar?

Hoparlörün kullanım alanı oldukça yaygındır. Küçüklü büyüklü organizasyonlarda, konserlerde, kongrelerde hatta evlerinizde bile kullanabileceğiniz hoparlörler,ses sistemlerinin olmazsa olmaz bir parçasını oluşturur. Temiz, net ve yüksek bir ses duyabilmek için kaliteli bir hoparlör tercih etmek çok önemlidir. Sesin yükseltilmesi ve geniş bir alana yayılması işi, Hoparlörün asıl görevidir. Bu sebeple organizasyon yapılacak alanın büyüklüğüyle orantılı olarak hoparlörün büyüklüğü de değişiklik gösterebilir, göstermelidir.

Evde kullanmak için ve daha kaliteli müzik zevkini tatmak için alacağınız bir hoparlör ile bir düğünde kullanılacak ve misafirlere tüm sesin gitmesini sağlayacak hoparlör arasında farklar mevcuttur. Bu farklardan ilki büyüklüğü, ikincisi ise teknik özellikleridir.

Eğer sizin de yakın zamanda büyük bir organizasyonunuz varsa ve davetlilerinize unutamayacakları bir müzik deneyimi yaşatmak istiyorsanız, bu işi en iyi şekilde yapabilen ve ses yükseltme işini üstlenebilecek kaliteli bir hoparlör tercih etmeniz oldukça önemli. Aksi takdirde, misafirlerin bir kısmı sesi çok iyi duyabilecekken, diğer kısmı ne çaldığının ya da söylendiğinin farkına bile varmayabilir.

Bütün bunların yaşanmaması için ilk yapılması gereken şey, organizasyonun yapıldığı ortama göre hoparlör ihtiyacının belirlenmesi ve bu ihtiyacın giderilmesi olmalıdır.

 

İşletmeniz için profesyonel hoparlörler

Profesyonel ses sistemlerine ihtiyacınız var ise, bu konuda başvurabileceğiniz en ideal firmalardan biri, hiç şüphesiz FenomenSes firmasıdır. FenomenSes ile birlikte, başta hoparlör olmak üzere, birçok farklı ses sistemini kolayca satın alabileceksiniz.

Organizasyon firmaları, hoparlör ihtiyaçlarını FenomenSes ile karşılayabilir. FenomenSes, müşterilerine en iyi markaların hoparlörlerini takdim eder. Sadece hoparlör değil, ses gibi çeşit çeşit ses sistemi bu firma üzerinden avantajlı fiyatlarla temin edilebilir.

Ses sistemlerinin yanı sıra; ışık, görüntü ve otomasyon sistemleri de FenomenSes üzerinden alınabilecektir. Projeksiyon perdeleri ve akıllı tahta gibi görüntü sistemlerini bu firma üzerinden en cazip fiyatlarla sipariş etme şansına sahipsiniz.

Site adı: Fenomenses.net

Mayıs 16th, 2018

Bakara sûresinin Fazileti


Bakara sûresinin değerini ve özelliklerini anlatan sahih hadisler vardır: “Evlerinizi (içinde Kur’an okumayarak) kabirlere çevirmeyiniz. Şeytan, içinde Bakara sûresi okunan evden ürker ve uzaklaşır” (Müslim, “Müsâfirîn”, 212). “Kur’an’ı okuyunuz; çünkü o, kıyamet gününde kendisini okuyanlara şefaat edecektir. İki nur yumağını, yani Bakara ve Âl-i İmrân sûrelerini okuyunuz; çünkü onlar, kıyamet gününde iki büyük bulut veya gölgelik ya da kuş sürüsü gibi gelerek kendilerini okuyanları savunacak ve koruyacaklardır. Bakara sûresini okuyunuz; çünkü ona sahip olmak bereket, terketmek ise hasret ve pişmanlık sebebidir; ona sihirbazların güçleri yetmez” (Müslim, “Müsâfirîn”, 252). “Bakara sûresinin sonundaki iki âyeti her kim gece vakti okursa bu iki âyet –o gece– ona yeter” (Buhârî, “Fezâil”, 10).

Sahâbeden Üseyd b. Hudayr bir gece hurma yığınının yanında Kur’an (Bakara sûresi) okurken atı birkaç kere ürküp heyecanlanmıştı. Üseyd atın, çocuğu Yahyâ b. Üseyd’i çiğnemesinden kaygılanarak kalktığında başının hizasında (gökte), ışıklarla donatılmış bir tavan gördü. Tavan gözünün alabildiğine, semanın derinliklerine doğru uzayıp gidiyordu. Üseyd, Resûlullah’a gelerek durumu anlattı. Resûlullah ondan Bakara sûresini okumaya devam etmesini istedi. Fakat çocuğuna bir şey olmasın diye okumaya ara verdi. Sabahleyin durumu Hz. Peygamber’e söyleyince şöyle buyurdular: “Onlar seni dinlemeye gelmiş meleklerdi. Eğer okumaya devam etseydin sabah olunca onları herkes görecekti, kendilerini halktan gizlemeyeceklerdi” (Müslim, “Müsâfirîn”, 242). Rahmân ve rahîm olan Allah’ın adıyla… 1. Elif-lâm-mîm. 2. Bu kitap, hiç şüphe yok, sakınanlar için bir rehberdir. 3. (Onlar) gayba iman ederler, namazı kılarlar, kendilerine verdiklerimizden hayra harcarlar; 4. Sana indirilene ve senden önce indirilene iman ederler ve âhirete kesin olarak inanırlar. 5. Rablerinden gelen doğru yol üzerinde olanlar ancak onlardır ve kurtuluşa erenler de yalnızca onlardır.

Mayıs 3rd, 2018

Nimetine erdirdiklerinin yoluna; gazaba uğramışların, doğrudan sapmışların yoluna da değil!


Burada tarihe bir atıf yapılarak yolun doğrusu ve eğrisi hakkında bir başka ölçüt ve delil daha verilmektedir. İslâm yalnızca Allah kitabında böyle buyurduğu için doğru yol değildir, aynı zamanda tarih boyunca ilâhî irşadı reddedenlerin tecrübeleri de doğru yolun İslâm olduğunu göstermektedir. Bu sebeple doğru yolu arayanlar ve üzerinde bulundukları yolun sağlamasını yapmak isteyenler, dönüp tarihe bakmak, gerçek mutluluğu bulanlarla sapanlar ve Allah’ın gazabına uğrayanların yol ve yöntemlerini incelemek durumundadırlar. Tarihte hem örnekler hem de ibretler vardır. Örnekler, peygamberlerin izlerinden giden fert ve ümmetlerde, ibretler ise onlara cephe alan ve Cenâb-ı Hakk’a meydan okuyanlarda görülmektedir. Bazı rivayetlerde sapanların “hıristiyanlar”, ilâhî gazaba uğrayanların da “yahudiler” olarak açıklanması (meselâ bk. Müsned, IV, 378; Tirmizî, “Tefsîr”, 2), yalnızca zaman ve mekân itibariyle yakın birer örnek olmalarından dolayıdır.

Müslim’in rivayet ettiği bir kutsî hadiste (bk. “Salât”, 38) Allah Teâlâ’nın, “Namazı (Fâtiha’yı) kulumla kendi aramda yarı yarıya paylaştım ve kulum dilediğini alacaktır” buyurduğu ifade edildikten sonra şöyle devam edilmiştir: Kul (namazda Fâtiha’yı okurken) “Hamd âlemlerin rabbi Allah’a mahsustur” deyince Allah, “Kulum bana hamdetti” buyurur. Kul “rahmân ve rahîm” deyince Allah, “Kulum beni övdü” der. “Ceza gününün tek sahibi” deyince “Kulum benim yüceliğimi dile getirdi” der. “Ancak sana ibadet eder ve yalnız senden yardım dileriz” deyince “Bu, kulumla benim aramda ortak olan kısımdır ve istediği kulumun olacaktır” buyurur. Kul “Bizi dosdoğru yola ilet; nimetine erdirdiklerinin yoluna; gazaba uğramışların yoluna da, doğrudan sapmışların yoluna da değil!” deyince Allah, “İşte bu, yalnızca kuluma aittir ve kuluma istediği verilecektir” buyurur.

“Duamızı kabul buyur, böyle olsun, bizi eli boş çevirme” mânasına gelen “âmin” sözü, dilleri ne olursa olsun bütün müslümanların, hatta semavî din mensuplarının ortak ifadeleri haline gelmiştir. Bu cümle Fâtiha sûresine dahil olmadığı gibi âyet de değildir. Birçok hadiste Resûlullah’ın Fâtiha’dan sonra “âmin” dediği ve böyle denilmesini öğütlediği ifade edilmiştir (meselâ bk. Müslim, “Salât”, 72-76). Namazda veya namaz dışında Fâtiha’yı okuyan veya dinleyen kimse, sûrenin sonunda “âmin” deyince aynı zamanda meleklerin de “âmin” dedikleri, hem şehâdet hem de gayb âlemlerinde aynı anda dile getirilen bu duanın Allah tarafından kabul buyurulacağı hadislerde açıklanmıştır (bk. Buhârî, “Ezân”, 112-113; Müslim, “Salât”, 72-76). Yine sahih hadisler, Fâtiha sesli okunduğunda “âmin” duasının da sesli yapılacağı bilgisini getirdiği için fıkıh mezheplerinin çoğu bunu benimsemişlerdir (Şevkânî, Neylü’l-evtâr, II, 229-232). Hanefîler’e göre bu cümle namazda daima sessiz söylenir.

Kaynak : Kur’an Yolu Tefsiri Cilt: 1 Sayfa: 64-65

Mayıs 3rd, 2018

Bizi dosdoğru yola ilet;


İnsanlar maddî ve mânevî hayatlarını düzenlerken doğrunun yanında yanlış da yapmışlar; hatalı, çıkmaz, saptırıcı yollara da yönelmişlerdir. Sapmanın ve yanılmanın baş sebebi insanın kendini yeterli sanması, bilgi ve güç almak için Allah’a yönelmeyi reddetmesidir.
“Gerçek şu ki insan, kendini kendine yeterli görerek ille de azgınlaşmaktadır! Oysa (kuldaki) her şey yalnız rabbine aittir (O’na dönecektir)” (Alak 96/6-8). “Bize doğru yolu göster” duası aynı zamanda rabbin, kullarına bir irşad ve uyarısıdır; eğer insan kendine yeterli olsaydı, doğru yolu görmesi ve bulması için bir başkasına ihtiyacı olmazdı. Yaratıcı bu tâlimatı verdiğine göre kula düşen, ilâhî irşada kulak vermek, insanî bilgi ve kabiliyetlerini bu irşad doğrultusunda kullanarak her adımını doğru atması için O’nun tarafından sağlanan imkânları gerektiği gibi kullanmaktır. “Doğru yol” (sırât-ı müstakîm) İslâm’dır. Allah’ın peygamberleri ile kullarına gönderdiği dinlerin genel adı da İslâm’dır. Yaratan ile yaratılan, Allah ile kul, akıl ile vahiy, hürriyet ile cebir, haksızlık ile adalet, iyi ile kötü… ancak İslâm’da yerli yerine konmuş, doğru ilişkiler ve dengeler kurulmuş, kurulma yolları gösterilmiştir. Hadiste yer alan bir örnekle açıklanacak olursa dosdoğru bir yol, yolun iki tarafında iki duvar, duvarlarda açılmış perdeli kapılar ve yolun başında da bir çağırıcı var ve o, “Ey insanlar! Hepiniz doğru yola giriniz, dağılıp parçalanmayınız!” diye sesleniyor. Birisi perdeli kapılardan birine girmek istediğinde yukarıdan bir başka çağırıcı sesleniyor: “Sakın o perdeyi kaldırma! Kaldırırsan girer gidersin!” (Müsned, IV, 182-183; Şevkânî, I, 20). Bu örnekteki yol İslâm’dır, duvarlar Allah’ın koyduğu sınırlardır, kapılar haramlardır, yolun başındaki çağırıcı Allah’ın kitabıdır, yukarıdaki çağırıcı ve uyarıcı, her müminin kalbindeki ilâhî öğütçüdür. Böylece İslâm’da vahiy, vicdan ve akıl birlikte işletilerek doğru yol bulunmaktadır.

Ne irfandır veren ahlâka yükseklik ne vicdandır,
Fazilet hissi insanlarda Allah korkusundandır.

Kaynak : Kur’an Yolu Tefsiri Cilt: 1 Sayfa: 63

Mayıs 3rd, 2018

(Rabbimiz!) Ancak sana kulluk eder ve yalnız senden yardım dileriz.


Besmeleden buraya kadar kendisi ve sıfatları, kulları ve kâinat ile kesintisiz ilişkisi, dünya hayatının sonu ve hesap günü hakkında önemli açıklamalar yapan Allah Teâlâ, bunları iman içinde dinleyip anlayan ve şuuruna yerleştiren kullarında hâsıl olacak duygu ve düşünceye, davranış biçimine tercüman olarak “Ancak sana kulluk eder ve yalnız senden yardım dileriz” buyuruyor. Şu halde yukarıda sıralanan eşsiz ve benzersiz sıfatlar Allah’a mahsus olduğuna göre ibadetin ve yardım dilemenin O’na özgü kılınması da –kul açısından– tabii hale gelmektedir.

İbadet “kulluk ve tapınma” olarak anlaşılmıştır. Bu kavramın içinde kâmil mânada “sevgi, korku ve boyun eğme” vardır; bu üç tavır ve duygunun birlikteliği ibadetin temelini oluşturur. İnsanların yaratılış gayesi ibadettir; ancak onlar buna mecbur tutulmamışlardır; yani terim anlamıyla ibadet, iradeye bağlı olmayan hareketler ve oluşlar gibi hâsıl olmamakta; ilâhî emri kul, –dünya hayatında bir imtihan olarak– serbest iradesiyle yerine getirmekte veya ihmal etmektedir.
Dünyanın bütün nimetleri ve imkânları insanın, insanca (yalnız Allah’a kulluk ederek) yaşaması için verilmiş araçlardır. Bunları amaçlarına uygun olarak kullanmayanlar nimetin kıymetini bilmemiş ve israfa sapmış olurlar. İnsanın sınırlı gücü ve iradesi her zaman maddî ve mânevî ihtiyaçlarını karşılamaya ve kendisinden beklenenleri yerine getirmesine yeterli olmamaktadır. Bu sebeple insanlar hem diğer insanlardan hem de insan üstü güçlerden yardım istemeye ve almaya kendilerini mecbur hissetmişlerdir. Fakat onların bu iki kaynaktan yardım istemek ve almak için tuttukları yollar, benimsedikleri sistem ve usuller, ilâhî irşada kulak asmadıkları zamanlarda şirke ve bedbahtlığa düşmelerine sebep olmuş; dolayısıyla birçok bâtıl din, işe yaramaz sistem ortaya çıkmıştır.
Bu âyet, ibadet ederken ve yardım isterken yöneleceğimiz doğru adresi bize göstermekte ve tevhidi (bir Allah’a ibadeti, sığınmayı ve yönelmeyi) getirmektedir.

Âyette “ederim, dilerim” yerine “ederiz, dileriz” şeklinin seçilmiş olması tevhid ehli müminlerin bir bütün teşkil ettiklerini, bu sebeple “Sen ben değil, biz varız” ilkesi doğrultusunda hareket etmelerini, ferttoplum arasındaki dengeyi korumalarını işaretlemektedir. Burada “biz”i oluşturan bağ imandır, bir Allah’a kulluktur; “Allah’ın kulları! Kardeş olun” (Buhârî, “Nikâh”, 45; Müslim, “Birr”, 23, 28-32) meâlindeki hadis de bu mânaya açıklık getirmektedir.
Müminler kardeşçe yardımlaşırlar, fakat kimin elinden gelirse gelsin gerçekte her nimetin Allah’tan geldiğini, O dilemedikçe kimsenin bir şey veremeyeceğini bilirler.

Kaynak : Kur’an Yolu Tefsiri Cilt: 1 Sayfa: 62-63

Mayıs 3rd, 2018