Hişâm İbnu Urve (merhum) anlatıyor: “Abdullah İbnu Zübeyr radıyallahu anhümâ Mekke’de dokuz yıl ikâmet etti. Bu esnada Zilhicce’nin hilâli ile yüksek sesle telbiyeye başladı. Kardeşi Urve de onunla aynı şeyi yapardı”
Muvatta, Hacc 50, (1, 339).
İbnu Ömer radıyallahu anhümâ dedi ki: “Hac ayları Şevvâl, Zülkade ve Zilhicce’den de on gündür.”
Buharî, Hacc 33 (Tercüme yani bâb başlığı olarak senetsiz kaydetmiştir.)
Yukarıdaki rivayetin bir benzeri İbnu Mes’ud’dan vapılmıştır. İbnu Mes’ud radıyallahu anh Hazretleri şöyle kıraat ederdi: ve derdi ki: “Eğer günah olmasaydı, Resûlullah aleyhissalâtu vesselàm’dan bu mevzuda hiç bir şey işitmemiş olmama rağmen, umre vaciptir, derdim.”
Rezîn ilavesi.
Hz. Câbir radıyallahu anh anlatıyor: “Resûlullah aleyhissalâtu vesselâm’dan: “Umre vacib midir?” diye sorulmuştu, şu cevabı verdi:
“Hayır! Ancak, umre yapmanız faziletli bir ameldir.”
Tirmizî, Hacc 88. (931).
Yine İbnu Abbas radıyallahu anhümâ, Resûlullah aleyhissalâtu vesselâm’ın şu sözünü rivayet etmiştir: “Hac yapmak isteyen acele davransın.”
Ebu Dâvud, Menâsik 6, (1732).
Hz. Enes radıyallahu anh anlatıyor: “Resûlullah aleyhissalâtu vesselâm buyurdular ki:
“Kim kırk gün, iftitah tekbirini kaçırmadan cemaatle namaz kılarsa, kendisine iki beraet yazılır; ateşten beraet, nifaktan beraet.”
Tirmizi, Salat 178, (241).
Hz. Osman radıyallahu anh anlatıyor: “Resûlullah aleyhissalâtu vesselâm buyurdular ki:
“Kim yatsı namazını cemaatle kılarsa sanki gecenin yarısını ihya etmiş gibidir. Kim de sabahı da cemaatle kılmışsa gecenin tamamını ihya etmiş gibidir.”
Müslim, Mesacid 260, (656); Muvatta, Cema’at 7, (1, 132); Ebu Davud, Salat 18, (555); Tirmizi, Salat 165, (221).